Mehmet Ali Çelebi ve iki milletvekili arkadaşı, CHP’den istifa etmiş, Muharrem İnce ile (ki, O, henüz, partiden istifa etmedi, bilgim o yönde), görüşüyorlarmış…
İnanın çok yadırgadım…
Milletvekillerimiz’in, istifa mektuplarını okudum… Hemen her dediklerine, imza atarım… Şu ki, biz bunları söylerken, bu arkadaşlarımız nerdeydi, allaşkına?
Ortamızdan ikiye yarılırken, geçtiğimiz 25 Temmuz 2020 Kurultayı’nda, oylarını da istemedik, bir “Hoş geldiniz” mi, dediler? “Çok haklısınız” mı, dediler? “Bunları kürsüden söylemenize, tabii omuz veririz” mi, dediler? Yoo!..
Beyanatları, bir farkındalık oluşturulması açısından önemli, elbette…
Ama NEREYE GİDİYORSUNUZ ÇOCUKLAR?
Mücadele parti içinde kalarak yapılır… Ya da, biz öyle yapmaya, devam edeceğiz…
“SİYASET”, bizim için bir hırs, bir ikbal, konusu değildir.. Nerede olursak olalım, hangi mevkide bulunursak bulunalım, her lahze ve her daim, “GÖREVDİR”… Birikimlerimizle toplum sorunlarının kesiştiği alt alanlarda, ÇÖZÜM ÜRETMEKTİR… Tavır almaktır, MÜCADELE etmektir…
**
Sevgili Mehmet Ali ve Değerli Arkadaşları’nın, “SİYASET SAHNESİNİ”, stratejik bir derinlikte okuyamadıklarını, ayrıca izliyorum ve üzülüyorum…
Başımızda bugün bu iktidar varsa, maateessüf “CHP Yonetimi”nin payandalamasıyla var.
Rejim, göz göre göre GEÇERSİZ OY PUSULALALARININ, geçerli sayılmasıyla değişti.
CHP Yönetimi KUZU gibi…
AKP Genel Başkanı ERDOĞAN, -sandığa, seçmene derin bir saygıyla ifade ediyorum- yüksek okul DİPLOMASI ŞAİBELİ olarak 2 defa Cumhurbaşkanı seçildi.
CHP Yönetimi KUZU gibi…
Ee, ana muhalefet başta olmak üzere, ilgili bütün devlet kurumları, ortada olması çok muhetemel, böylesi bir çalımı yiyorlarsa, valla helal olsun!.. Cumhurbaşkanı, bu durumda, elbette Cumhurbaşkanımızdır…
Kumpas davalarında üretilen, SAHTE DELLİLERİN üstüne hiç gitti mi, CHP Yönetimi?
Sahi, allaşkına nerede bu delil merkezleri? Kimler çalışıyordu şu sahte delil üretim merkezlerinde? CHP Yönetimi bu konuda bir araştırma önergesi verdi mi? Verdi de biz mi bilmiyoruz? Ordunun tepesi, şu delil imalat merkezlerinin canavarca cürmü sayesinde tek kurşun atılmadan berhava edildi.
CHP Yönetimi KUZU gibi…
**
Bizimkiler hakkında, muhalefet misyonunun, kendilerine yüklediği GÖREVİ SUİSTİMAL etmelerinden dolayı, sıkı bir SUÇ DUYURUSUNDA bulunmak geldi, sürekli içimden, her defasında çığ gibi…
Zor susturdum kendimi…
**
Sevgili Mehmet Ali,
Senin cep telefonuna sonradan habire yüklenen olmadık adreslerden dolayı, hayatını karartmaya kalktılar… O zamanlar avazımız çıktığı kadar bağırıyor ve aslanlar gibi dik duran sizlerin yanıbaşınızda, sizlere sahip çıkyorduk… Sonra ne oldu, telefonuna o, sehven yüklendiği ikrar edilmek zorunda kalınan melanetin mimarlarına?
CHP Yönetimi bunların üstüne gitti mi? HAYIR!.. Ya pekiyi SEN Meclis’te gittin mi, bunların üstüne?
**
CHP Genel Yönetimi’ne, “SUS” dedikleri, zaman, sustu, genel yönetim… “Konuş” dediklerinde, şimdilerde, mangalda kül kalmıyor…
Şu ki, anlamasını bilen, “TİYATROYU”, anlar… Bağrış çağrış, numara… Sen bunu görmüyorsun, ne yazık ki, Sevgili Mehmet Ali!..
Kuzu gibi olduklarında aslan kesilmesi gerekenler, yine kuzu kuzu, ASLAN TAKLİDİ yapıyorlar, şimdilerde…
Hadi canım sen de!
**
Mehmet Alicim: Mesele senin gördüğünden çok daha karmaşıktır:
Yalnız İKTİDAR şantaj altında değil… MUHALEFETde, boynuna kadar vebale batmış vaziyette…
Bu dediklerimi burada söylüyor, değilim… 25 Temmuz 2020 Kurulatay sürecinde söyledim…
Allaşkına, niye kulak vermediniz, o zaman dediklerimize?
CHP Genel Yönetimi şantaj altındaki iktidara, TALİMATLA kuzu kuzu çanak tuttu… Talimatla kuzu kuzu bağırıyor görünüyorHata! Dosya adı belirtilmemiş., şimdilerde…
Şaka gibi, ama valla öyle…
İşin özeti bu…
Sense, baktım beyanatınızda, övgüler yağdırıyorsun, CHP Genel Yönetimi’ne…
**
Rica ettin, Babacığın’dı sanıyorum, arayan, koştura koştura düğününüze geldim… Allah mesut bahtiyar etsin… Orada, geç kaldınız, kucaklaşamadık… Dönmedin… Olsun… Milletvekili seçildin… Çok sevindim…
Geçen günkü beyanatınız, son toplamada doyurucu, evet, ama CHP’den istifa etmenize çok üzüldüm…
Sabah telefonunu buldum; aradım… Ulaşamadım… Anlaşılır bir mesaj yazdım, dönmeni rica ettim… Dönmedin… Olabilir…
Ama yapacağınız, henüz partiden istifa edip etmeyeceği, ya da ne zaman edeceği belli olmayan mutasavver YENİ bir PARTİNİN, müstakbel GENEL BAŞKANININ peşine takılmak değildir…
Bu ne, böyle ya?..
Ya Ekmek için Ekmel’in adaylığına İMZA VERECEKSİN, ya da SEN ve bir tek sen, CUMHURBAŞKANI ADAYI olacaksın…
Sevgili Çocuklar yapmayın…
Bir “ekmek için ekmel” faciasını, ya da şaiyasını kaldıramaz, yüreklerimiz… Buna, istemeden olsun, SEBEP OLMAYIN…
**
Bakın yapılacak olan ne, biliyor musunuz:
Bir milyon ikiyüz bin kişilik parti tabanında, Cumhurbaşkanı adayımızı seçmek üzere, GENEL MERKEZ ÜSTÜNDE BASKI KURMAK… İsterse Ekmel de gelsin, Abdullah da gelsin… Kim isterse gelsin… MUHARREMCİM, sen de elbette ADAY OL…
Bir RÜZGAR ESTİRELİM… Fikrî ZENGİNLİK çağlasın… COŞKU olsun, heyecan dorukta olsun… UMUTLAR kocaman kocaman tomurcuklansın…
CUMHURİYET’İN İKİNCİ YÜZYILINI nasıl tasavvur ediyoruz, anlatalım, GORÜŞLERİMİZİ, önerilerimizi yarıştıralım, onları YAN YANA KOYALIM, dev bir yürek olalım, dev bir erek…
DEV bir YÜREK, dev bir erek… Öyle olalım…
Bütün Türkiye ile, Bölge ile, Dünya ile kucaklaşalım… Barışı kurumsallaştıralım…
Seçeceğimiz aday, eğer CUMHURBAŞKANI olmazsa, ben bir şey bilmiyorum…
Gitmeyelim, bölünmeyelim, KÜSMEYELİM, öğrenmeye çalışalım, anlatmaya çalışalım, MÜCADELE edelim…
**
GİTMEYİN ÇOCUKLAR… KALIN…
Giderseniz çünkü, bizi bölmek isteyenlerin ekmeklerine yağ sürmekten, başka bir şey yapıyor, olmazsınız…
**
Yaşasın Cumhuriyet…
Yaşasın Cumhuriyet Halk Partisi…
Genel Yönetimler, gelirler giderler… Allah gecinden versin, elbet bir gün toprak olacaklardır… Ama Cumhuriyet ilelebed payidar olacaktır… O’nun eserine, sahip çıkan yüce gönüllü, yiğit kere yiğit, yılmaz, korkmaz, sapmaz, şaşmaz, irfanı hür vicdanı hür Cumhuriyet Halk Partililer, var oldukça…
Cumhuriyet ilelebed payidar olacaktır…
Öteki bütün partilerin kalbî seçmenleriyse, bizim canımızdırlar…
BİZ BİR AİLEYİZ…
BİZ TÜRKİYE CUMHURİYETİYİZ…